filmizle42

Yararlı Bilgiler (Sf25)

 

Hayvanlar nasıl görüyorlar?

 | Bilim | 20 Aralık 2012

Yüzyıllardır insanoğlu kendi dışındaki canlıların nasıl gördüğünü merak etmiştir. Yapılan son araştırmalar canlıların görme duyusunun oldukça çeşitli bir yelpazede yer aldığını ortaya koyuyor.

İşte size doğruluğu bilimsel olarak da kanıtlanmış yedi hayvan ve bu hayvanların dünyayı nasıl gördüğü…

Maymunlar

Eski dünya maymunlarının aynı bir insan gibi kırmızı, yeşil ve mavi renklerini algılayabildiği zaten kanıtlanmıştı. Fakat birçok yenidünya maymunu bu yetiye sahip değil. Hatta bugün bir maymun ailesinin her bir üyesi bile aynı görme algısına sahip değil.

Maymunlar içinde tam altı farklı tipte renk körlüğü mevcut. Bu anlamda maymunlar tıpkı insanlara benziyor. Erkek maymunlarda renk körlüğü kadınlara göre daha yaygın.

Kuşlar

Birçok kuş farklı görüyor. Mesela güvercinler milyonlarca farklı renk tonunu algılayabiliyor. Zaten doğada rengi en geniş yelpazede algılayan hayvan türü olarak biliniyorlar. Gözlerinde diğer canlı türlerine göre çok daha fazla renk reseptörü bulunuyor.

Kedi ve köpekler

Kediler ve köpekler güçlü bir görüş algısına sahip değiller. Bu iki canlı türünün koku ve ses algıları görme duyularından daha fazla gelişmiş. Özellikle kediler, köpeklere göre bu konuda daha kötüler. Renk körüdürler. Köpekler zaman zaman sarı ve mavi arasındaki farkı algılayabiliyorlar fakat kediler bunu bile ayrıt edemiyor. Fakat kediler gece görüşü açısından insanlardan bile daha iyi.

Yılanlar

Yılanlar iki sistemli göz algısına sahip. Bu sistemlerden biri renkleri çok daha iyi algılıyor. Diğer sistem de ısıya dayalı algıya sahip. Bu anlamda gözleri aynı bir infrared detektör gibi işliyor. Yani diğer canlıları ve insanları ısıya dayalı özel bir algıyla seçebiliyorlar

Atlar

Atlar inanılmaz bir görüş alanına sahipler fakat dürbün görüş alanına sahip oldukları için tam olarak iki göz arasında kalan bölgedeki görüntüyü göremiyorlar. Yani gözleri geniş alandaki bir manzarayı ikiye bölüyor.

Sinekler ve böcekler

Parçalara ayrılmış göz yapıları görme algılarını insanlardan farklı kılıyor. Nokta gözlü bu haşerelerin birçok türünün gözlerinde 30 bin civarında lens bulunabiliyor.

Yusufçuk

Mesela yusufçuk böceğinin beyni inanılmaz bir hızda işliyor. Fakat gördükleri her şeyi ağır çekimde algılıyorlar. Renkleri de ayırt edebiliyorlar ama diğer hayvanlar kadar güçlü değil. Görme algıları harekete çok duyarlı. Bu nedenle öldürme konusunda çok atik ve sertler.

 
 
 
Rating: 0.0/10 (0 votes cast)
 
 
Rating: 0 (from 0 votes)
 

106 total views, 1 today

Galatasaray’ın rakibi Schalke 04

 | GalatasaraySpor | 20 Aralık 2012

Şampiyonlar Ligi’nde, Galatasaray’ın rakibi İsviçre’nin Nyon kentindeki kura çekimi ile belli oldu.

G.Sarayın rakibi Schalke
İsviçre’nin Nyon kentindeki kura çekiminde Galatasaray, Alman Schalke 04′le eşleşti. İlk maç iç sahada oynanacak.
 
Eşleşmeler şöyle gerçekleşti:
 
GALATASARAY (Türkiye) – Schalke 04 (Almanya)
Celtic (İskoçya) – Juventus (İtalya)
Arsenal (İngiltere) – Bayern Münih (Almanya)
Shakthar Donetsk (Ukrayna) – Borussia Dortmund (Almanya)
AC Milan (İtalya) – Barcelona (İspanya)
Real Madrid (İspanya) – Manchester United (İngiltere)
Valencia (İspanya) – Paris Saint Germain (Fransa)
Porto (Portekiz) – Malaga (İspanya)
 
Statüye göre grup liderleri bu turda ilk maçlarını deplasmanda oynayacak. Aynı gruptan çıkan veya aynı ülke federasyonuna bağlı ekipler birbirleriyle eşleşemeyecek. Çeyrek finale kalma mücadelesi anlamına gelen son 16, çift maçlı eleme usulüyle oynanacak. İlk maçlar 12-13 ve 19-20 Şubat, rövanş maçlarıysa 5-6 ve 12-13 Mart tarihlerinde oynanacak.
 
Çeyrek final kuraları, son 16 mücadelelerinin bitiminden 2 gün sonra, 15 Mart’ta çekilecek. Şampiyonlar Ligi’nin final maçıysa 25 Mayıs’ta İngiltere’de Wembley stadı’nda oynanacak.
 
 
 
Rating: 10.0/10 (1 vote cast)
 
 
Rating: +1 (from 1 vote)
 

203 total views, 1 today

Turkcell ve Vodafone Kendi Numaranızı Öğrenme

 | GenelHaberTeknoloji | 19 Aralık 2012

Kendi telefon numaramızı nasıl öğrenebiliriz bilen var mı ?

Evet kendi telefon numaranızı unuttunuz ve çağrı atacak kontörünüz yok ödemelide yapamıyorsunuz…

Sorunun cevabı çok basit…

Yapılacak işlem: ” *101# ” Tuşluyoruz ve numaranız ekranda gösteriliyor. Not: Turkcell ve vodafone için geçerlidir. AVEA ‘da çalışmayabilir.

 
 
 
Rating: 10.0/10 (1 vote cast)
 
 
Rating: +1 (from 1 vote)
 

139 total views, 0 today

Biyoğrafi Hadise Açıkgöz

 | GenelTarih | 18 Aralık 2012

Hadise Açıkgöz (22 Ekim 1985, Mol), Türk-Belçikalı şarkıcı, besteci, söz yazarı. Belçika’da düzenlenen Pop Idol yarışması ile tanınan ve sonrasında yayınladığı albümlerle ünlenen şarkıcı, “Düm Tek Tek” adlı şarkıyla Türkiye’yi temsil ettiği 2009 Eurovision Şarkı Yarışması’nda dördüncü oldu.

İlk yılları Yaşam öyküsü

22 Ekim 1985 günü Anvers yakınlarındaki Mol kasabasında Sivaslı bir ailenin kızı olarak dünyaya geldi. Kafkasya kökenli olan Hadise’nin annesiSivas’ın Yıldızeli ilçesinin Fındıcak babası ise Yavu köylerindendir. On bir yaşında anne ve babası boşanan Hadise’nin bir ablası, bir küçük kız kardeşi ve bir de küçük erkek kardeşi vardır. Yapımcılar ve dinleyiciler tarafından ilk olarak, bir Belçika televizyon kanalında, Türkiye’de “Pop Star”ın bir benzeri olan, “Pop Idol” isimli yarışmasında 2003 yılında farkedildi. Yarışmayı birincilikle bitirmemiş olmasına rağmen, albüm çıkarması için yapımcılardan teklifler aldı.

Sweat

Sweat albümünden çıkan ilk teklisi “Sweat”, 1 Kasım 2004′de yayınlandı. Bu şarkının ilgi görmesiyle klipleri müzik kanallarında sıkça gösterilmeye başlandı. İkinci tekli “Stir Me Up”, 6 Mayıs 2005′te çıktı ve Avrupa genelinde yankı buldu.[kaynak belirtilmeli] Üçüncü teklisinin adı olan “Milk Chocolate Girl”, 9 Ekim 2005′te piyasaya sürüldü ve şarkının adı zamanla Hadise’nin lakabı haline geldi.[kaynak belirtilmeli]

Dördüncü tekli olan “Ain’t No Love Lost” ise 13 Ocak 2006 tarihinde yayınlandı. Bu şarkının “Burdayım” adıyla Türkçe bir sürümü de oluşturuldu. Hadise’nin beşinci teklisi “Bad Boy” 4 Ağustos 2006′da yaz döneminde piyasaya sürüldü ve önceki şarkılar gibi dinleyici kitlesinden olumlu tepkiler aldı.

Hadise, 3 Ekim 2007′de tarihinde yeni tekli çalışması olan “A Good Kiss”i piyasaya çıkardı ve klibini İstanbul’da çekti. 2008 yaz dönemine yeni bir albüm ile girmeye hazırlanan Hadise, Bodrum’da Halikarnas Disko’da verdiği bir konserle 2008 yaz sezonunun açılışını yapan şarkıcı oldu. Yeni albümünün My Body adlı şarkısına çektiği klipte yer alan, Hadise ve bir kaza mankeni arasındaki sevişme sahneleri medyada özel ilgi konusu oldu. Ayrıca bu şarkısıyla Balkan ülkelerinde de popüler olmayı başardı ve bu şarkının video klibi Balkanika TV’de gösterime girmeyi başardı.

Sözleri Sezen Aksu’ya ait olan “Deli Oğlan” şarkısının klibini ise, klip çekilmiş olmasına rağmen, klibinde birlikte oynadığı Sertan Tan ile klip görüntülerinin medyaya reklam amaçlı sızdırılması nedeniyle, onun görüntülerini klibinden çıkararak yeniden düzenleme kararı aldı.

Fast Life

Albüm, mayısın ikinci haftası tüm Avrupa’da satışa sunuldu. Türkiye’de ise albüm yayınlanmadı. Albümün ilk klibi “Fast Life” adlı şarkıya çekildi. Avrupa ülkeleri dahil olmak üzere Japonya, Endonezya gibi Asya ülkerinde de satışa sunulan albüm, listelerde başarı sağladı.

Kahraman

Kahraman albümünün yapımcısı Sinan Akçıl’dır. Albümdeki yedi şarkının bestesi Akçıl’a aittir. Hadise bu ilk Türkçe albümünü çok kişisel bir albüm olarak nitelendirdi. Bir demecinde “Sözlerini ben yazmadığım halde benim dugularımı yaşadıklarımı tamamen anlatan bir albüm oldu” dedi. İlk klibi “Evlenmeliyiz” adlı şarkıya çeken Hadise, yaz aylarında Türkiye’de önemli başarılar elde etti. “Biraz Sabret” adlı şarkısı radyolarda en çok istek alan şarkılardan biri oldu. Ardından ikinci klibini “Kahraman” adlı şarkıya çekti.

Diğer çalışmalar

Hadise, Türkiye’de Nisan 2006′dan beri Runltd. menejerlik şirketi ve Süheyl Atay ile çalışmaktadır. Türkiye’deki ilk konserini ise, İzmir Loop Kulübü‘nde aynı tarihlerde verdi. 2006 senesinde sık sık Türkiye’ye gelen Hadise başta Beyaz Show olmak üzere pek çok program ve etkinliklerde yer aldı. Bu arada hayranı olduğu Tarkan’la sahneye çıkma fırsatı da yakaladı. MaximEsquireTempo veAktüel dergilerine kapak oldu.

Serdar Ortaç’ın 2008 yazında piyasaya çıkan Nefes albümünde yer alan “Düşman” adlı şarkıda Ortaç’la düet yaptı. Christina Aguilera, Brandy ve Beyoncé gibi isimleri örnek aldığını belirten Hadise, müziğinde etkilendiği sanatçılar arasında Prince, Janet Jackson, Tina Turner, Alicia Keys, Toni Braxton, Jamiroquai ve U2′yu saymaktadır. Şarkılarında klasik müzik, rock, soul ve dünya müziklerini harmanlamaya çalıştığını belirtmektedir.[kaynak belirtilmeli]

Hadise iyi derecede Felemenkçe, Fransızca, Almanca, Türkçe ve İngilizce bilmektedir. Belçika’nın Hasselt şehrinde pazarlama üzerine lisans yapan Hadise, tüm boş zamanlarını müziğe ayırdığını ve genellikle söz yazıp beste yaptığını beyan etmektedir.

Eurovision

Her ne kadar, arkadaşı Kate Ryan’ın Eurovision 2006′da yarı finalde elenmesinden sonra, Hadise Eurovision’a katılmayı hiçbir zaman düşünmeyeceğini belirtmiş olsa da, Moskova’da düzenlenecekEurovision 2009′a Türkiye adına katılması için teklif götüreceği adaylar arasında Şebnem Ferah ile birlikte adı geçmekteydi.  Eurovision 2009′da Belçika’yı geri çeviren ve Türkiye’yi temsil edeceği kesinleşen Hadise bunu aşağıdaki gibi açıkladı:

  « Belçika’da birkaç tane ödül aldım, orada güzel başarılar yakaladım ve bunlar gurur verici şeyler tabii ki ama Türkiye’de de bunları yapmak istiyorum. Türkiye adına da başarılar yakalamak, ödüller almak istiyorum. bu yüzden seçeneğim Türkiye’dir »
   

Eurovision 2009 yarışması için TRT tarafından seçilen Sinan Akçıl bestesi şarkı “Crazy for You (Düm Tek Tek)” oldu. 42 ülkede yayınlanması planlanan “Düm Tek Tek” klibini TRT yönetimi “erotik olduğu” gerekçesiyle Moskova’ya götürmeme kararı aldı. Ancak Hadise, bu iddiaları yalanladı.

16 Mayıs 2009 tarihinde “Düm Tek Tek” adlı şarkıyla Türkiye’yi temsil ettiği Eurovision Şarkı Yarışması’nda 177 puan alarak, Norveç, İzlanda ve Azerbaycan’ın ardından dördüncü oldu.

Acun Medya’nın projesi ile 2011 Ekim ayından itibaren Show TV’de yayınlanan, ses yarışması O Ses Türkiye’nin jüriliğini yapmıştır.

 
 
 
Rating: 10.0/10 (1 vote cast)
 
 
Rating: +2 (from 2 votes)
 

193 total views, 1 today

En çok aranılan kadın!

 | İnternet | 16 Aralık 2012

Google’ın her yıl açıkladığı Zeitgeist listesine göre Türkiye’de en çok aranan ünlü isim Hadise oldu.

En çok aranılan kadın!

Google’ın her yıl açıkladığı Zeitgeist listesine göre Türkiye’de en çok aranan ünlü isim Hadise, en çok aranan TV dizisi ise geçen yıl olduğu gibi Muhteşem Yüzyıl oldu. İşte farklı kategoride en çok aranılanlar listesi:

 
 
 
 
 
 
Türkiye’de Trend
1. Facebook
2. YouTube
3. e-Okul
4. Ösym
5. Ekşi Sözlük
 
Dünya’da Trend 
1. Whitney Houston
2. Gangnam Style
3. Hurricane Sandy
4. iPad 3
5. Diablo 3
6. Kate Middleton
7. Olympics 2012
8. Amanda Todd
9. Michael Clarke Duncan
10. BBB12
 
Ünlüler
1. Hadise
2. Mustafa ceceli
3. Tarkan
4. Halil Sezai
5. Murat Boz
6. Orhan Gencebay
7. Demet Akalın
8. Yıldız Tilbe
9. Hande Yener
10. Ajda Pekkan
 
TV Dizileri
1. Muhteşem Yüzyıl
2. Kuzey ve Güney
3. Kurtlar Vadisi Pusu
4. Yalan Dünya
5. Suskunlar
6. Arkak Sokaklar
7. Sakarya ve Fırat
8. İşler ve Güçler
9. Karadayı
10. Alev Alev
 
Futbol Takımları
1. Galatasaray
2. Trabzonspor
3. Fenerbahçe
4. Bursaspor
5. Beşiktaş
6. Sivasspor
7. Orduspor
8. Kayserispor
9. Antalyaspor
10. Gaziantepspor
 
Seyahat Noktaları
1. Antalya
2. Bodrum
3. Alanya
4. Dubai
5. Kıbrıs
6. Fethiye
7. Paris
8. Mısır
9. Maldivler
10. İspanya
 
 
 
Rating: 10.0/10 (1 vote cast)
 
 
Rating: +1 (from 1 vote)
 

124 total views, 1 today

Dünyayı mega-insanlar kaplayacak

 | GenelTeknoloji | 16 Aralık 2012

ABD’deki 17 istihbarat kurumunu bünyesinde barındıran Ulusal İstihbarat Konseyi (NIC), geleceğe yönelik kehanetler içeren bir rapor hazırladı.

Dünyayı mega-insanlar kaplayacak

ABD’li istihbarat kurumları bir araya gelerek, dünyanın fütürist geleceği hakkında  kehanetlerde bulunan 140 sayfalık bir rapor yayımladı. Rapor, sadece 18 yıl sonra gelişmiş ve gelişmekte olan ülkeler arasındaki dengenin tamamen değişeceğini ve mega trendlerin ortaya çıkacağı bir ‘mega-insan’ dünyasının doğacağını öne sürdü.

Discovery News’in ayrıntılarına yer verdiği raporun içeriği oldukça ilginç. Tahminlere göre, 2030 yılına gelindiğinde Asya gelişmişlik olaak Kuzey Amerika ve Avrupa’yı geride bırakacak ve Orta Çağ’da olduğu gibi dünyanın ekonomi ve güç merkezi olacak. Bulaşıcı hastalıklardan ölümler yüzde 40 azalacak, dünya nüfusunun büyük bir kısmı fakirlikten kurtulacak, dahası damarlarında nörofarmakolojik (sinir sistemini etkileyen) ilaçlar dolaşan ‘süper insanlar’ doğacak.

Continue reading »

 

 
 
 
Rating: 0.0/10 (0 votes cast)
 
 
Rating: 0 (from 0 votes)
 

126 total views, 0 today

Google onları kaldırıyor

 | İnternetTeknoloji | 16 Aralık 2012

Yıllardır Google’ın pek de müdahele etmediği cinsel içerikli siteler arama sonuçlarından çıkarılıyor.

Google onları kaldırıyor
İnternet devi arama sonuçlarını belirleyen algoritmaları değiştirerek bu tür içeriklerin sonuçlarda görünmesini önlemeyi planlıyor. Ancak bu tür içerikleri özellikle bulmaya çalışan yetişkin internet kullanıcıları içerikleri bulabilecek. Yani yapılacak spesifik bir aramayla cinsel içerikli siteler görüntülenebilecek.
 
CNET’in haberine göre Google, yetişkin içerikleri bloke etmiş değil, sadece yetişkin kullanıcıların bulacağı spesifik aramalara göre algoritmaları yeniden belirlemiş durumda.
 
 
 
Rating: 3.0/10 (2 votes cast)
 
 
Rating: 0 (from 0 votes)
 

266 total views, 1 today

Travesti siteleri hakkında

 | GenelHaber | 02 Aralık 2012

Travesti ya da travestizm, genellikle cinsel haz almak amacıyla, karşı cinsin kıyafetlerini giymek. Travestilerin çoğunluğu erkektir.
Travestilik bir transgender türüdür ve sıkça transseksüellikle karıştırılır. Transseksüel, belirli bir cinsin fiziksel karakteristikleri ile doğduğu halde duygusal ve psikolojik anlamda kendisini diğer cinse ait hisseden kimsedir. Erkek ya da kadın transseksüeller cinsiyet değiştirme ameliyatı geçirmeden önce genellikle bir süreliğine karşı cinsin kıyafetlerini giyerler.

Travestilik bir cinsel yönelim değildir. Bir travesti heteroseksüel ya da eşcinsel olabilir.

istanbul travesti sözcüğü Türkçeye Fransızca travesty sözcüğünden geçmiştir. Fransızcatravesti sözcüğü, Latince trans- (bir taraftan öbür tarafa) ve Fransızca vêtement (giysi, kıyafet) sözcüklerinin birleşimidir.

İngilizcede ise travestiler sözcüğü kötü/berbat taklit,gülünç taklit anlamına gelmektedir.

 
 
 
Rating: 10.0/10 (1 vote cast)
 
 
Rating: +1 (from 1 vote)
 

735 total views, 2 today

Akciğer Kansedir Nedir?

 | Sağlık | 01 Aralık 2012

Akciğer kanseri kalp hastalıklarından sonra ülkemizde de en önemli ölüm nedenidir.
Kabaca bir hesaplama ile yılda 50.000 akciğer kanseri hastası görülen ülkemizde sigara
içiminin engellenmesi halinde % 90’lık kısmının ortadan kalktığını görmek mümkün olabilecektir.
Türkiye deki akciğer hastalıklarının tedavi edildiği sanatoryumlardaki hastaların yaklaşık % 40’ının
akciğer kanseri olduğu bilinmektedir. Hastaların önemli bir kısmı teşhis dahi konulamadan başka
tanılarla takip edilmektedir. Hastaların çoğu zatürree, kronik bronşit, koroner arter hastalığı
hatta romatizma tanılarıyla tedavi edilerek zaman kaybedilmektedir.

Akciğer kanserinde multi-disipliner dediğimiz çoklu tedavi prensipleri dünyanın gelişmiş
ülkelerinde uygulanabilirken ülkemizde hala yerleşememiştir. Bu nedenle hastaların ortalama yaşam süreleri
ülkemizde halen gelişmiş ülkelerdeki ortalama yaşam sürelerinin altındadır. Yaşam kalitesi ve yaşam süresini
en fazla etkileyen tedavi yöntemlerini ülkemizde uygulamakta zorlanılmaktadır. Bunun nedeni endobronşiyal tedaviler
riskleri yüksek, ciddi tecrübe ve deneyim gerektiren, ciddi riskler taşıyan, aynı zamanda pahalı tedavilerdir.

Son 20 yıldır akciğer kanserinin kemoterapi ve radyoterapi ile tedavisinde önemli ilerlemeler kaydedilebilmiştir.
Son yıllarda geliştirilen birtakım akciğer tümör aşıları henüz deneysel aşamadadır. Ayrıca bildiğimiz klasik kanser
ilaçlarının dışında daha değişik mekanizmalarla kanser tedavisinde etkili olan farklı gen teknolojileriyle geliştirilmiş, doğrudan tümör hücrelerine yönlendirilen kısaca akıllı kemoterapi diyebileceğimiz yöntemler tedavilerde kullanılmaktadır. Akciğer kanserinin cerrahi, kemoterapi ve radyoterapisi ülkemizde gelişmiş batı ülkeleri düzeyinde tatbik edilmektedir. Buna rağmen yaşam düzeyinin gelişmiş ülkeler düzeyinde olmaması, hastalığın erken teşhisinin ülkemizde daha az olması, takiplerin yeterince düzgün yapılamaması, tedavi yöntemlerinin seçimi ve zamanlamasındaki eksiklikler, özellikle tıpta ileri ülkelerde standart tedavi yöntemi olarak kullanılan terapötik bronkoskopi nin yaygın olarak uygulanamaması gibi nedenlere bağlıdır. 1980 yılından beri Fransa’da Dr. Dumon tarafından akciğer kanserinin standart tedavilerinden biri olan girişimsel bronkoskopi maalesef ülkemizde son yıllara kadar göz ardı edilmekte idi. Dünyada akciğer kanseri ile ilgili en başarılı sonuçlar hastalarında cerrahi, radyoterapi ve kemoterapinin yanında terapötik bronkoskopiyi standart bir tedavi olarak uygulayan kliniklerden bildirilmektedir.
Ülkemizde akciğer kanseri tedavisi nde terapötik bronkoskopi standart bir tedavi yöntemi olarak uygulanamamakta
ve hava yolu tıkanma eğiliminde olan hastalarda kemoterapi ve radyoterapi yeterli ve etkin dozda yapılamamaktadır.
Bu durum tedavi başarılarının azalmasına yol açmaktadır. Özellikle ülkemizde oldukça göz ardı edilen terapötik bronkoskopi
yönteminin yardımı ile Kemoterapi ve radyoterapinin etkin dozda kullanılmalarını sağlamak, hastaların hem hayat
kalitelerini arttırmak hem de yaşam sürelerini arttırmak akciğer kanseri merkezimizin en büyük amacıdır.

 
 
 
Rating: 10.0/10 (1 vote cast)
 
 
Rating: +1 (from 1 vote)
 

179 total views, 0 today

Müzikte dev anlaşma

 | İnternetTeknoloji | 25 Kasım 2012

Google şirketi Armonia ittifakıyla lisans anlaşması yaptı. Anlaşmayla Google müşterileri 5,5 milyon müzik eserine erişim hakkı elde etti.

Müzikte dev anlaşma
Google, Avrupadaki çeşitli müzik yayımcılık kuruluşları, sanatçıları ve bestecilerini temsil eden ‘Armonia’ ittifakıyla kapsamlı lisans anlaşması imzaladı.
 
Armonia ittifakı, Fransız, İtalyan ve İspanyol müzik lisans gruplarının bir araya gelmesiyle oluşuyor.
 
Anlaşma ile Google şirketi ve müşterileri, aralarında Rihanna ve Lady Gaga gibi ünlü şarkıcıların eserlerinin de bulunduğu 5,5 milyon müzik eserine erişim hakkı elde etti.
 
Avrupa’daki 35 farklı ülkeden şarkıcının eserlerini kapsayan lisans anlaşması, şimdiye kadar bu türde yapılmış en büyük parasal anlaşma oldu.
 
Yapılan lisans anlaşması çerçevesinde Google müşterileri ayrıca Universal Music Publishing adlı müzik yayıncılık şirketinin, İngiliz ve Amerikan repertuvarları ile Sony’nin Latin Amerika eserlerine de ulaşabilecek.
 
Fransız lisans grubu SACEM’in yetkilisi Catherine Kerr-Vignale, Google’ın rakipleri olan Amazon ve Apple’a ait iTunes’un da ülkeler ile ayrı ayrı yaptığı anlaşmaları bulunduğunu kaydetti.
 
Kerr-Vignale, yayıncılara ve sanatçılara ödenecek telif hakkının, Amazon ve Apple’a ait iTunes’un da dahil olduğu müzik endüstrisinin belirlenmiş standartları düzeyinde olduğunu söyledi, ancak konuya ilişkin ayrıntılı bilgi vermedi.
 
 
 
Rating: 0.0/10 (0 votes cast)
 
 
Rating: +1 (from 1 vote)
 

177 total views, 0 today

Yahoo ile Facebook işbirliği!

 | İnternet | 25 Kasım 2012

İnternet arama motoru Yahoo ile sosyal ağ Facebook, ortak arama hizmeti vermek için masaya oturdu.

Yahoo ile Facebook işbirliği!

The Sunday Telegraph’ın haberine göre Yahoo CEO’su Marissa Mayer ile Facebook’un operasyonlardan sorumlu başkanı (COO) Sheryl Sandberg, iki şirketin stratejik olarak daha yakın çalışma alanlarını tespit etmek için görüşmelere başladı.

İki taraf da görüşmelerin içeriği konusunda resmi bir açıklama yapmamasına karşın, potansiyel işbirliği alanının arama motoru altyapısı üzerinde odaklandığı belirtiliyor.
 
ZUCKERBERG İSTEKLİ 
ABD’de internet aramasında yüzde 66′lık payıyla pastanın 3’te 2’sine sahip olan Google’ın küresel pazarda ise payı yüzde 85′i geçiyor. Bu tablo nedeniyle Yahoo ile Facebook arasındaki olası işbirliğini, Google’a karşı bir ittifak arayışında olan Microsoft gibi şirketlerin de desteklemesi bekleniyor. 1 milyar kullanıcısıyla dünyanın en büyük sosyal ağı olan Facebook ile yeni CEO’su Mayer ile çıkış arayan Yahoo arasındaki işbirliğinin mobil aramaya odaklandığı ifade ediliyor. Geçtiğimiz aylarda Facebook CEO’su Mark Zuckerberg de arama işine girmek istediklerini söylemişti.
 
 
 
Rating: 0.0/10 (0 votes cast)
 
 
Rating: 0 (from 0 votes)
 

183 total views, 0 today

Google yatak odanızı gözetliyor

 | İnternetTeknoloji | 24 Kasım 2012

Onlarca alana el atan Google bu sefer işi abarttı ve artık yatak odamıza kadar girme kararı aldı.

Google yatak odanızı gözetliyor

İnternet arama motoru olarak işe başlayıp, epostasından, sosyal ağ ve mobil cihazlara kadar onlarca alana giren Google, şimdi de evimizin içine giriyor.

 
Google’ın haritalar servisi Google Maps, artık binaların içini de göstermeye başlıyor. Google Floor Plans adı verilen uygulamayla şimdilik kamuya açık olan binaların kat planlarını yayınlayan internet devine yüklenen kat planı sayısı 10 bini aştı.
 
Şu anda Belçika, Kanada, Danimarka, Fransa, Japonya, İsviçre, İsveç, İngiltere ve ABD’deki havaalanı, müzeler, alışveriş merkezleri, tren istasyonları ve üniversiteler gibi binaların kat planlarını Google haritalar üzerinde sunan uygulamanın mobil uygulamasının da yakında çıkması bekleniyor.
 
Earth ile dünyayı uydudan gösteren ve Street View adı verilen uygulamayla sokağa çıkan Google, maps.google.com/floorplans adresi üzerindeki bu yeni hizmetle, evlerin içine girmek için ilk ciddi adımını atmış oldu.
 
 
 
Rating: 0.0/10 (0 votes cast)
 
 
Rating: 0 (from 0 votes)
 

212 total views, 1 today

Denizde üstsüz poz verdi

 | GenelHaber | 24 Kasım 2012

Müzisyen Bob Gedolf’un kızı Pixie giyim firmasının reklam çekimleri için denize üstsüz girdi.

Denizde üstsüz poz verdi
Dünyaca ünlü müzisyen Bob Geldof’un hızlı gece hayatıyla tanınan kızı Pixie, bir kot firmasının çekimi için objektif karşısına geçti. Çılgın kişiliğiyle tanınan Pixie çekimlerde çok eğlendi.
22 yaşındadaki Pixie giyim firmasının reklam çekimleri için üstsüz denize girdi. Twitter’daki sayfasında ‘Miami çekimlerinde çok eğlendim’ notunu paylaştı.
 
 
 
Rating: 0.0/10 (0 votes cast)
 
 
Rating: 0 (from 0 votes)
 

279 total views, 0 today

Mars’ta Dünyayı sarsacak keşif

 | BilimGenelTeknoloji | 23 Kasım 2012

NASA, Mars’ta bulunan keşif aracı Curiosity’nin çok önemli bir keşif yaptığını belirtti. Her ne kadar Curiostiy’nin “çok önemli bir bulgu” elde ettiği ifade edilse de, NASA konu hakkında sessiz kalmayı tercih ediyor.

Marsta Dünyayı sarsacak keşif

Kızıl Gezegen’in yüzeyinde gözlem ve deneyler gerçekleştiren Curiosity, çok büyük bir keşif yapmış olabilir. Ancak NASA’nın konu hakkında kesin bir açıklama yapmamış olması şu an bilim dünyasında birçok soru işaretine neden olmuş durumda. NASA, Aralık’ın ilk haftasında resmi açıklama yapılacağını belirtti.

 
NASA’nın Jet İtiş Gücü Laboratuvarı’na ev  sahipliği yapan California Teknoloji Enstitüsü’nden (Caltech) jeolog John Grotzinger, Curiosity’nin en son analizlerinde çok ilginç sonuçlar elde ettiğini belirtti. Curiosity, Mars Numune Analizi (SAM) cihazına döktüğü en son numunede ‘bir şey’ keşfetti.
 
“TARİH KİTAPLARINA GEÇECEK”
Grotzinger, National Public Radio’ya (NPR) yaptığı açıklamada, “Curiosity’nin elde ettiği en son bulgular tarih kitaplarına geçecek. Gerçekten çok etkileyici görünüyor” dedi. Grotzinger’in açıklamasının ardından, Mars’taki jeolojik yapıların kimyasal bileşenlerini ve bu bileşenlerin yoğunluklarını analiz eden Curiosity’nin, Kızıl Gezegen’de mikrobiyolojik yaşam tespit etmiş olabileceği ifade edildi.
 
Grotzinger, Wired dergisine yaptığı açıklamada, elde edilen bilgilerin yakın zamanda açıklanacağını belirtti. Söz konusu açıklamanın, 3-7 Aralık arasında San Francisco’da düzenlenecek 2012 Amerikan Jeofizik Birliği toplantısında yapılabileceği ifade edildi.
 
Grotzinger, gönderdiği e-posta’da, “elde edilen sonuçların Dünya’yı sarsabilecek boyutta olduğunu, bu yüzden Curiosity ekibinin elde edilen bulguların doğruluğunu teyit etmek için birçok kontrol gerçekleştireceğini” söyledi. NASA, Grotzinger’in açıklamalarının dışında son gelişmeleri gazeteciler ve bilim dünyasıyla paylaşmıyor. Hatta, NASA bünyesinde Curiosity ekibi dışındaki bilim insanlarına bile bilgi verilmiyor.
 
“SADECE BİR İPUCU DA OLABİLİR”
Arizona Üniversitesi Ay ve Gezegen Laboratuvar’ından Peter Smith, “Eğer yapılan keşif tarih kitaplarına geçecekse, açıklanmasını beklediğimiz keşif organik materyaller olacak” dedi. Mars’ın Kuzey Kutup bölgesine 2008 yılında inen Phoenix keşif aracının ekibinde yer alan Smith, “Sadece bir ipucu elde edilmiş olabilir… Ama bu bile heyecan verici” dedi. Smith, Curiosity ekibinde yer alan kimseyle bağlantısı olmadığını ve en son gelişmeler hakkında bir bilgisi bulunmadığını söyledi.
 
Organik moleküllerin bulunması, Mars’ta yaşam olabileceği ihtimalini güçlendiren en önemli sinyallerden biri olacak. Phoenix, keşif görevi esnasında toprak numunesini eritmiş ancak  Mars toprağında yer alan perkloratlara (tuz) rastlamıştı. Perkloratlar, ısıya tepki vererek tüm karmaşık organik molekülleri yok ediyor ve geride sadece karbon dioksit bırakıyor. Karbon dioksit, Mars atmosferinde oldukça bol mikyarda bulunuyor.
 
BU KEZ BULUNDU MU?
Mars’a 1976’da inen ve Kızıl Gezegen’in toprağına değen ilk insan yapımı araçlar olan Viking-1 ve Viking-2’de organik molekül arayışından sonuç alamamıştı. Bilim insanları, Mars’ta yapılan ilk keşiflerin ardından Dünya’nın en yakın komşusunda yaşam olmayacağını düşünmeye başladı. Bunun en büyük nedeni, organik molekülleri ortadan kaldıran perkloratların varlığıydı.
 
Phoenix’in aksine, Curiosity’nin sahip olduğu en son teknoloji analiz ve deney donımı, perkloratların tepki vermesini önleyen bir şekilde yavaşça ısıtılmasını sağlıyor. Aynı zamanda, deney esnasında numunede ne kadar karbon, oksijen, hidrojen ve diğer moleküllerin bulunduğu net bir şekilde ölçülüyor.
 
Curisosity’nin sadece basit organik bileşikler bulmasının etkileyici olmayacağını belirten Smith, bu bileşiklerin Asteorit Kuşağı’ndaki meteorlarla Mars’a taşınmış olabileceğini hatırlattı. Ancak Mars’ın geçmişte yaşamın yapı taşlarına sahip olduğuna dari bulguların elde edilebileceğini belirten Smith, bir zamanlar gezegende bulunduğuna inanılan suyun da eklenmesiyle organizmaların Kızıl Gezegen’de yaşamış olabileceğini söyledi.
 
“DİKKATLİ OLUNMASI GEREKİYOR”
Wired’a konuşan Smith, “Eğer çok karmaşık organik yapıda bir yaşam izi bulmuşlarsa, bu gerçekten müthiş bir gelişme olur” dedi. Böyle bir bulgunun, bir zamanlar Mars’ta yaşamış organizmaların kalıntıları olabileceğine değinen Smith, yine de ‘bir kepçe kumdan’ böyle bir bulguya ulaşmanın çok düşük bir olasılık olduğunu söyledi.
 
Curiosity’nin elde ettiği bulguların ilk anda açıklanmamasının doğru bir hareket olduğunu ifade eden Smith, Phoenix görevinde de benzer bir süreç izlediklerini belirtti. Ancak elde ettiği sonuçlar hakkında yapılan spekülasyonların çok büyümesi, hatta ekiplerinden birinin Beyaz Saray’la görüştüğüne dair yanlış haberlerin çıkması, Smith’i oldukça zor durumda bırakmış. Smith, “Bir şeyleri gizli tutmaya çalıştığınızda, birçok çılgın şey yaşanabiliyor” dedi.
 
 
 
Rating: 0.0/10 (0 votes cast)
 
 
Rating: 0 (from 0 votes)
 

209 total views, 0 today

Öpüşerek ‘Veda’ edecek

 | GenelHaber | 20 Kasım 2012

Mehmet Aslantuğ ve Fahriye Evcen’in başrolünü paylaştığı dizinin önce senaristleri sonra da başrol oyuncusu reyting nedeniyle değişmişti. Oyuncu Jale Arıkan’ın yerine İclal Aydın gelmişti.

Öpüşerek Veda edecek
İclal Aydın twitter’dan “İşin güzelliğine ve doğruluğuna olan inancımız yapımdan yönetime kadar aynı. Bitirme kararı doğrudur” diye yazdı. Fahriye Evcen ise çok üzgün olduğunu söyledi.
 
Dizinin son bölümünde Fahriye Evcen’in canlandırdığı Mehpare karakteri kemal ile öpüşerek seyirciye veda edecek.
 
 
 
Rating: 5.7/10 (3 votes cast)
 
 
Rating: +1 (from 1 vote)
 

192 total views, 0 today

Müslüm Gürses yoğun bakımda

 | GenelHaberSağlık | 20 Kasım 2012

Geçirdiği by pass ameliyatının ardından yoğun bakıma alınan arabesk müziği sanatçısı Müslüm Gürses’in sağlık durumunun ciddi olduğu öğrenildi.

Müslüm Gürses yoğun bakımda
Memorial Hastanesi’nde perşembe günü by pass ameliyatı geçiren Gürses’in, yoğun bakımda, durumunun ciddiyetini koruduğu öğrenildi. Gürses’in hafta sonu yoğun bakımdan çıkarılması bekleniyordu. Ancak ünlü sanatçı, karaciğer ve böbrek yetmezliği nedeniyle, planlandığı gibi yoğun bakımdan çıkamadı.
Gürses’in by pass operasyonunu gerçekleştiren Kalp Damar Cerrahisi Bölüm Başkanı Prof. Dr. Bingür Sönmez, AA muhabirine yaptığı açıklamada, tablonun kötüye gitmemesi için ekip olarak uğraştıklarını belirtti. Sönmez, ünlü sanatçının sağlık durumunu destek tedavileriyle normal seviyelere getirmeye çalıştıklarını söyledi. Gürses’in kalbiyle ilgili problem olmadığını ifade eden Sönmez, dün gece aniden gelişen karaciğer ve böbrek yetmezliği nedeniyle sanatçının durumunun kötüleştiğini açıkladı.
Prof. Dr. Sönmez, Gürses’in sağlık durumunu normale çevirmek için yapılması gereken her şeyin yapıldığını söyledi.
 
 
 
Rating: 0.0/10 (0 votes cast)
 
 
Rating: 0 (from 0 votes)
 

202 total views, 0 today

‘Beyaz koku’ keşfedildi

 | GenelSağlık | 20 Kasım 2012

Henüz koklama fırsatı bulamadığımız birçok koku bulunduğunu ifade eden bilim insanları, bu kokulardan bir tanesini keşfetmeyi başardı.

Beyaz koku keşfedildi
Bilim insanları yeni bir koku keşfedildiğini açıkladı. Yeni koku, birçok bileşikten meydana geldiği ve beyaz gürültüyü (tüm frekansları içeren ses dalgası) anımsattığı için ‘beyaz koku’ adını aldı. Aynı durum, tüm görülebilir dalgaboylarını içeren beyaz ışık için de geçerli.
 
İsrail’in Rehovot kentindeki Weizmann bilim Enstitüsü’ndeki bilim insanları, “beyaz ışık ve beyaz gürültüde olduğu gibi tüm kokuların bir araya getirildiği zaman kokuda da beyazlık oluşturabileceklerini” belirtti.
 
Proceedings of the National Academy of Science dergisinde yayımlanan araştırmaya göre, İsrailli bilim insanları 86 kokunun bileşiklerini aynı yoğunlukta damıttı. Ardından, farklı bileşiklerden birçok karışım oluşturuldu. Elde edilen karışımların arasındaki benzerlikleri tespit etmek için kokular deneklere koklatıldı. Örneğin, yedi bileşikten oluşturulan farklı karışımlar deneklere koklatılarak aralarındaki benzerlikler soruldu.
 
BEYAZ KOKU ORTAYA ÇIKTI
Araştırmacılar, en fazla 43 olmak üzere kokulardaki bileşik sayısı arttıkça, karışımlardaki koku birbirine o kadar benzemeye başladı. Bu sonuç, karışımlarda her zaman aynı temel bileşikler kullanılmasa da elde edildi. Bilim insanları, bu sonuca dayanarak ‘beyaz kokuyu’ ortaya çıkardıklarını belirtti.
 
Sonucu doğrulamak için, araştırmacılar 40 bileşikten dört karışım oluşturdu. 12 denek, üçerli olmak üzere dört gruba ayrıldı. Birinci gruptakilere ilk karışımın adının ‘Laurax’ olduğu; ikinci gruba ikinci karışımın adının ‘Laurax’ olduğu söylendi. Üçüncü ve dördüncü gruplara da sırasıyla üçüncü ve dördüncü karışımın adının ‘Laurax’ olduğu belirtildi.
 
Üç gün süren ‘koklama deneylerinin’ ardından, bilim insanları gruplara dört yeni koku sundu ve hepsine ad vermelerini istedi. Deneklerin ‘Laurax’ adıyla etiketlediği kokunun, en fazla bileşiği içeren karışım olduğu tespit edildi.
 
Bir başka deneyde, farklı deneklere aynı kokular başka bir adla sunuldu. Bu deneyin sonucunda da denekler en fazla bileşiği içeren kokuyu etiketledi. Bilim insanları elde edilen sonuçların ardından ‘beyaz koku’ olduğunu ve bu kokunun aynı yoğunluktaki, olabildiğince fazla bileşikten meydana geldiğine karar verdi.
 
Araştırmacılar yayımladıkları makalede, ’beyaz koku’nun 30 ve daha fazla eşit yoğunluktaki bileşenden meydana geldiğini’ ifade etti.
 
 
 
Rating: 0.0/10 (0 votes cast)
 
 
Rating: 0 (from 0 votes)
 

209 total views, 0 today

ZARA’nın kirli çamaşırları!

 | GenelSağlık | 20 Kasım 2012

Greenpeace, ürünlerinde zararlı kimyasallar kullanan Zara’ya savaş açtı.

ZARAnın kirli çamaşırları!
Greenpeace Uluslararası tarafından bugün yayımlanan rapor, dünyaca ünlü giyim markalarının ürünlerinin zehirli kimyasallar içerdiğini ortaya koydu.
 
Ürünleri test edilen markalar arasında Zara, Levi’s, C&A, Mango, Celvin Klein gibi sektörün önde gelenleri yer alıyor.
Markaların ürünlerinde tespit edilen kimyasallar, doğaya karıştığı zaman kansere ve hormon bozukluğuna neden olabiliyor.
 
Greenpeace’in yaptığı incelemeler, 20 farklı giyim markasında tehlikeli kimyasallar bulunduğunu ortaya koydu. Bu markalar içinde ZARA, hem hormonal bozukluklara hem de kansere neden olan kimyasallar açığa çıkaran tek markaydı.
 
Greenpeace tarafından uzun süreli incelemeler sonucunda hazırlanan, “Zehirli Giysiler” raporu 141 parça giysi üzerinde yapılan testler sonucu oluşturuldu. Rapor, zararlı kimyasallar kullanan tekstil üretim tesisleri ile bu ürünleri satan firmalar arasındaki bağlantıyı ortaya koyuyor.
 
 
Test edilen ürünlerin büyük bir çoğunluğu gelişmekte olan ülkelerde üretildi. Ürünler arasında kadın ve erkekler için hem yapay hem de doğal ipliklerden üretilmiş kumaş ve kot pantolon, tişört, elbise ve iç çamaşırları bulunuyor. Bu ürünlerde tespit edilen zararlı kimyasallar ya ürünlerde malzemeye katılıyor, ya da imalat aşamasında kullanılıyor.
Rapordaki en önemli bulgulardan biri, test edilen tüm markaların her birinin birden fazla ürününde NPE’lere, yani parçalanınca hormon bozukluğuna neden olan maddelere rastlanmasıydı. Ayrıca incelenen dört üründe yüksek oranda toksik içeren ‘ftalat’ maddesi bulundu. Zara’nın iki ürününde, bazı kumaş boyalarının kullanımından kaynaklanan ve kanserojen amin kalıntıları tespit edildi.
 
Greenpeace, tüm giyim markalarından, 2020′ye kadar tedarik zincirleri ve ürünlerinden zararlı kimyasalları arındırmalarını talep ediyor. Bugüne kadar H&M ve Marks&Spencer gibi markalar, Greenpeace’in kampanyası sonucu bu konuda taahhütte bulundu. Zara’dan ise ses çıkmadı.
 
DETOX ÇAĞRISI
 
Greenpeace Küresel DETOX ekibi adına Yiğit Erçevik başlattıkları kampanya ile Zara’yı detoksa çağırdı.
 
İşte o kampanya metni
 
Moda bir yandan güzelleştirirken diğer yandan toksik kirliliğe neden olmamalı. H&M ve Marks & Spencer bunu çok iyi biliyor. Onlar ürünlerinden ve tedarik zincirlerinden yayılan tüm zehirli kimyasalları ortadan kaldırmak için söz verdiler. Fakat, dünyanın bir numaralı moda zinciri ZARA’dan henüz ses yok.
 
Fabrikaları, nehirleri ve moda endüstrisini temizleyebilmek için ZARA’dan da bu sözü almamız gerekiyor. ZARA’nın kirli çamaşırlarını seninle paylaşıyorum, çünkü onları değişmeye ikna edebilmek için dünyanın dört bir yanında hep birlikte mücadele etmemiz gerekiyor.
 
ZARA trendleri ve hakkında konuşulanları yakından takip etmesiyle ünlü. Sosyal ağlarda milyonlarca takipçisi ve hayranı var. Biz de bu mücadeleye milyonlarca kişi olarak başlıyoruz.
 
Onları detokslamaya ikna edebilecek güçteyiz. Bunu daha önce ZARA’nın rakiplerine ve dünyanın önde gelen spor giyim markalarına karşı başardık.
 
Bizimle misin?
 
ZARA’nın ürünlerinden ve tedarik zincirlerinden yayılan tüm zehirli kimyasalları ortadan kaldırması için başlattığımız kampanyaya katıl. Hepimiz moda kurbanı olmadan harekete geç!
 
 
 
Rating: 0.0/10 (0 votes cast)
 
 
Rating: 0 (from 0 votes)
 

361 total views, 0 today

GÖKTÜRK-2′nin hakları Türksat’a verildi

 | GenelTeknoloji | 20 Kasım 2012

Türksat AŞ Yönetim Kurulu Başkanı ve Genel Müdürü Özkan Dalbay, GÖKTÜRK-2 uydusunun ticari görüntü haklarının Türksat Uydu Haberleşme Kablo TV ve İşletme AŞ’ye devredildiğini bildirdi.

GÖKTÜRK-2nin hakları Türksata verildi
Dalbay, TÜBİTAK ve Türk Havacılık ve Uzay Sanayii AŞ (TUSAŞ) mühendislerinin ortaklığında milli kaynaklarla geliştirilen ve 18-20 Aralık tarihleri arasında Çin’den fırlatılması planlanan GÖKTÜRK-2 uydusunun ticari görüntü haklarının Türksat Uydu Haberleşme Kablo TV ve İşletme AŞ’ye devredildiğini belirtti.
 
GÖKTÜRK-2 uydusunun görüntülerinin ticarileştirilmesi durumunda, bunun ticari işlerde kullanma yetkisinin Türksat’a verildiğini ifade eden Dalbay, ”Askeri olarak kullanılmak üzere çekilen görüntüler, ticari sektöre sunulacaksa Türksat’a sunulacak. Türksat ticari sektöre sunacak. Yani o görüntüler, hem askeri olarak kullanılabilir hem de ticari kullanılabilir” diye konuştu.
 
YÖRÜNGEYİ 98 DAKİKADA TAMAMLAYACAK
GÖKTÜRK-2 projesi kapsamında, uzay ve uydu sistemlerine yönelik teknoloji, uzman insan gücü ve altyapı geliştirilmesi, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin uydu görüntü ihtiyaçları ile diğer kamu ve kuruluşların gözlem ve araştırma ihtiyaçlarının milli imkan ve yeteneklerle karşılanması hedefleniyor.
 
GÖKTÜRK-2 uydusu Güneş’e eş zamanlı yörüngede 700 kilometre uzaklıkta faaliyet gösterecek. Dünyanın çevresinde 98 dakikada tur atacak uydu, dünya’nın her yerinden görüntü alabilecek. Ağırlığı 409 kilogram olan uydunun görüntü çözünürlüğü 2,5 metre olacak
 
TÜBİTAK Uzay Enstitüsü ve TUSAŞ’ın mühendisleri tarafından milli kaynaklarla geliştirilen GÖKTÜRK-2 uydusunun fırlatma öncesinde 6 Kasım’da tören düzenlenmişti.
 
Fırlatma için Çin’e gönderilen uydunun 18-20 Aralık tarihleri arasında fırlatılması planlanıyor.
 
Uydu, istihbarat, görüntü alma ve bunun değerlendirilmesi için kullanılacak. Bunun yanı sıra Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı, Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı ve pek çok kurum tarafından da bu uydunun görüntüleri kullanılacak.
 
GÖKTÜRK-2 uydusu, Türkiye’nin bulunduğu coğrafyanın üzerinden yaklaşık 15 saatte bir geçecek ve görüntü elde edecek.
 
 
 
Rating: 0.0/10 (0 votes cast)
 
 
Rating: 0 (from 0 votes)
 

191 total views, 1 today

Mars Dünya’dan farklı değilmiş

 | GenelTeknoloji | 20 Kasım 2012

Mars’tan gelen gök taşları üzerine yapılan araştırma, Dünya ile bu gezegenin benzer yapı taşlarından oluştuğunu ortaya koydu.

Mars Dünyadan farklı değilmiş

NASA’ya ait Johnson Uzay Merkezi, Carnegie Institue ve Lunar and Planetary Institute adlı bilimsel kuruluşlardan bilim adamlarının, Mars’tan Dünya’ya düşen iki gök taşı üzerinde yaptıkları ortak araştırmanın sonuçları açıklandı.

Bilimsel çalışmanın sonuçlarına göre iki gezegende de tıpkı dünya benzeri diğer gezegenlerde olduğu gibi, içlerinde büyük miktarlarda su barındıran kondritik gök taşları bulunuyor. Ancak iki gezegenin daha sonraki evriminde oluşan farklılıklar nedeniyle Mars’taki, içlerinde su benzeri atmosferik değişkenleri barındıran kayalar, Dünya’da olduğu gibi dönüşüme uğrayarak gezegenin derinliklerinde yeni kaya oluşumları meydana getirmiyor.
Carnegie Institute’dan, Conel Alexander ile Jianghua Wang tarafından hazırlanan, Earth and Planetary Science Letters adlı derginin 1 Aralık sayısında yayımlanacak araştırmada, gök taşlarının içine sıkışmış durumdaki kristallerde bulunan su yoğunlukları ve hidrojen izotop alaşımları üzerinde yapılan incelemelerin sonuçları yer aldı.
Bazalt sıvılar ve Mars’ın değişken element ortamlarına ilişkin eski zamanlardan kalma örnekleri barındıran gök taşlarını inceleyen araştırmacılar, benzer su kaynaklarına sahip, aynı ilkel yapıdaki gök taşlarından birinin, hidrojen gibi elementler açısından zengin, diğerinin ise bu açıdan tükenmiş durumda olduğunu saptadı.
Meteorlardan, izotop alaşımı Dünya’dakinin benzeri olanının, Mars’ın üst tabakalarından koparak dünyaya geldiğini ve çok az değişikliğe uğradığını, diğerinin ise yüzeyin derin tabakalarından koparak Mars atmosferiyle temas ettiğini belirleyen araştırmacılar, buna bakarak meteorlardan birinin gezegenin yüzeyindeki, diğerinin ise gezegenin alt tabakalarındaki su oluşumunu temsil ettiği sonucuna vardı.
İki meteordaki su yoğunluklarında da farklılıklar bulunduğunu saptayan araştırmacılar, az su yoğunluğuna sahip olan meteorun, Mars’ın iç kısımlarının kuru olduğunu gösterdiğini kaydetti.
Araştırmacılar buna karşılık zenginleşmiş bazalttan oluşan diğer meteorun ise diğerine göre 10 kat fazla su barındırdığını, bunun da Mars’ın yüzeyinin bir zamanlar çok nemli olduğuna işaret ettiğini ifade etti.
Araştırmanın sonuçlarını yayımlayan bilim adamlarından Alexander, Mars’ın jeolojik tarihini anlamak açısından Mars’ın hem yüzeyi hem de alt tabakalarına ilişkin daha fazla bilgiye ihtiyaç bulunduğuna dikkati çekti.
 
 
 
Rating: 0.0/10 (0 votes cast)
 
 
Rating: 0 (from 0 votes)
 

129 total views, 0 today

 
  •  
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol